2019 Haziran
Selçuk İlçesinden 7-8 km mesafede, son derece güzel manzaralı bir vadiden geçilerek ulaşılan Şirince, etrafı üzüm bağları ile çevrili yemyeşil bir köydür.
Selçuk İlçesinden 7-8 km mesafede, son derece güzel manzaralı bir vadiden geçilerek ulaşılan Şirince, etrafı üzüm bağları ile çevrili yemyeşil bir köydür.
Şirince'yi gördüğüm zaman; Rumların yaşadıkları yeri güzelleştiren bir millet olduğunu, iki toplumun senelerce aynı coğrafya ve kültürü gayet güzel bir şekilde paylaştığını ve ortak birçok özelliklerinin olduğunu düşündüm.
Köyün kuruluşu M.S. 5.yy kadar uzanan tarihi mimarisini korunmayı başarmış bir köydür. Turistik köyde, Rum kültürü hakimdir. Köy içinde harap durumda olan iki Rum Kilisesi bulunmaktadır.
Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rumca telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin İzmir valisi Kazım DİRİK'in talimatıyla Şirince şeklinde resmileştirilmiştir.
Köyün evvelce bağcılık, şarap üretimi ve zeytinciliğiğe dayalı olan ekonomisi, bir tütün bölgesinden gelen yeni sakinlerinin elinde bir süre sekteye uğramış, ancak son yıllarda artan turistik önemine paralel olarak, bu sektörler yeniden gelişmeye başlamıştır. Bağcılık ve zeytinciliğin yanısıra, şeftali, incir, elma, ceviz yetiştirilir.
Köyde halen bazı Rum evleri pansiyon olarak hizmet vermektedir. Pansiyon kelimesine aldanıp, buraların ucuz olduğunu düşünmeyin. Fiyatlarını duyduğunuz zaman butik otel olarak adlandırmanın daha uygun olacağını düşüneceksiniz.
Şirince'de imal edilen ve pazarlanan değişik şarap türleri Türkiye çapında ün kazanmıştır. Rehber vasıtasıyla Türk-Alman ortaklığı Artemis Şirince Şarapçılık(Akberg Şarapçılık) tarafından üretilen şarapları tadacağımız şaraphaneye gittik. Küçücük köyde şarap satan dükkan sayısı bir hayli fazla. Bu dükkanlara yine aynı firma şarap sağlıyor. Önünüze likör kadehi getiriyorlar, bütün çeşitleri sırayla tattırıyorlar. Şarapseverler ihya oldu!
Uzmanın söylediklerini de aktarmak istiyorum; Firma Türkiye'de meyva şarabı üreten ilk ve tek firma. Aldığınız şarabı yatay olarak, karanlık ve soğuk ortamda saklamanız gerekiyormuş. Meyva şarabından sonra üzüm şarabı içilmezmiş.
Meyva liköründen farkını sorduğumda ise şarap tattıran satıcı meyva şaraplarınındaki şeker ve alkol oranının daha yüksek olduğunu söyledi.
Meyva şarablarının; küp vişnesi, kayserkaya karadutu, kayserkaya kavunu, elma, şeftalisi, öküzgözü üzümü pek bir revaçta.
Şirince’de köy kadınları dantelleri, dantelli dokuma kumaştan yapılan gömlekleri, yazma, yün eldiven, çorap gibi elişlerini hem evlerinde, hemde köy meydanında kurdukları çarşıda turistlerin beğenisine sunuyorlar. Ayrıca çarşıda; ahşap kuklalar, seramik zeytinlikler, deri masklar, butikler ve bibloların satıldığı çeşitli dükkanlar da yer alıyor.
Çöp Kebabınızı yiyip, şarabınızı içtikten sonra, tarihi kahvelerde sakızlı dibek kahvesi içmeden dönmeyin.
Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eirince,_Sel%C3%A7uk
Tarihte Şirince: http://www.sirince-evleri.com/default.asp?mid=193