24 Nisan 2012 Salı

Büyükada Ortodoks Aya Yorgi Manastırı 23 Nisan

Büyükada'ya gezi için gitmek isterseniz 23 Nisan tarihini kesinlikle tercih etmemeniz lazım. Kabataş'tan ilk vapura binip yürüyerek tepeye çıktığımızda henüz saat 10 bile olmamıştı. Yine Büyükada'nın En Yüksek Noktalarından Birinde Saint George Adına Yapılan Aya Yorgi Kilisesi'nde önünde kuyruk vardı. Ada yerlisi sabah 07.00'de kiliseye gidiyormuş. İlerleyen saatlarde ada mahşer yerine dönüyor, fayton kuyruğu uzadıkça uzuyor, adadan dönüş ise resmen izdiham.

Faytonlardan indiğiniz yer piknik alanı sanki panayır yeri gibi; Yollarda Rumca ve Türkçe ilahi söyleyenler, bedava incil dağıtanlar, sizin için dua etmek isteyenler, mim gösterisi yapanlar, dans edenler, ev yapımı yiyecek , dilek mumları, dileğinize göre muhtelif materyal ve makara ip satanlar...

Dileğiniz olması 23 Nisan ve 24 Eylül tarihleri arasında her pazar günü için hiç konuşmadan ve çıplak ayakla arnavut taşlarla döşenmiş yollardan kiliseye çıkmanız gerekiyor. (Yarı hacı sayılıyorsunuz.) Sadece hristiyanlar değil, her inançtan insanlar inanmış olarak yürüyor, makara açıyor, mum yakıyor ve diğer her türlü batıl şeyleri yapıyor.


23 Nisan en büyük azizlerden Hagios Yeoryios (Aya Yorgi)nin yortu günüdür. İstanbul ve Anadolu'daki yüzlerce Aya Yorgi kilisesinde ayinler yapılır. Bu ayinlerin en bilinenlerinden birisi İstanbul Büyükada'daki Aya Yorgi kilisesinde yapılanıdır. Hagios Yeoryios; diğer tüm büyük hristiyan azizleri gibi Anadolu'da yaşamış ve Anadolu'da ölmüştür. Aya Yorgi, Roma İmparatoru Diocletanius zamanında yaşamış korkusuzluğu ile ün yapmış bir askerdi. . Gizlice hristiyan olan Aya Yorgi, pagan törenlerine katılmayı reddetmekteydi. Yaşadığı dönemde Hristiyanlık yasaktı ve pagan törenlerine katılmayı reddetmek affedilmez bir suçtu. Bir çok işkenceden sonra İzmit civarında idam edildiği düşünülmektedir.Aya Yorgi’yi Hristiyan alemide meşhur eden bir ejderhayı öldürmesidir. İngiltere'den, İspanya'ya, oradan Anadolu'daki tüm ortodoks kiliselerindeki tasvirleri at üzerinde mızrakla bir ejderhaya saldırırken görürüz. Doğal olarak burada ki ejderha bir semboldür. Ejderhayı öldürmek aynı zamanda içindeki korkuyu öldürmek, dünyevi zevkleri reddetmek anlamına geliyor. Bu kült Mısır uygarlığında Osiris'e, Hitit uygarlığında İlluyanka efsanesine ve şahmeran'a Grek mitolojisinde Apollon kültüne dek geniş bir coğrafyada görülür.




İnanışa göre, kiliseye giden yolu hiç konuşmadan elindeki ipi bağlayarak çıkan kişinin dileği gerçekleşiyor. Bu yüzden elerindeki rengarenk iplerle kiliseye kadar sessizce yürüyor. Dilek ipleri renkli olunca, ortaya da renkli görüntüler çıkıyor.


23 Nisan’da kutlanan Aya Yorgi günü aynı zamanda bir Bahar kutlamasıdır ve bu şekli ile Anadolu’da da varolmuştur. Miladi 6 Mayıs'ta kutlanan Hıdrellez (Hızır-İlyas) Rumi takvimde 23 Nisan'a denk gelir. Yani Hıdrellez ile Aya Yorgi yortusu bir ve aynı şeydir. Burada bir not düşmek gerekiyor: İspanya'da sevgililer günü de 23 Nisan'dır ve Sankt Jordi yortusu ile birlikte kutlanır. Hz. Hızır'ın Ayios Yeorgios'un İslamileştirilmiş formu olduğu bir çok tarihçi tarafından dillendirilmektedir.



Aya Yorgi Adresi:    Büyükada-Nizam Mh., 34970 Istanbul, Türkiye



Daha Büyük Görüntüle

5 Nisan 2012 Perşembe

Bir zamanlar Unkapanı'nda Karikatür Müzesi vardı

Karikatür ve Mizah Müzesi


Eski adresi ; Atatürk Bulvarı Kovacılar Sok.No:12,  34260 Fatih / İSTANBUL  eski tel: 0212 521 12 64














Türk Karikatür Tarihi


Fatih Reşat Tiyatrosunun karşısında Unkapanı Kemerlerinin altında, Kovacılar Sokağında her gün önünden binlerce kişinin geçtiği tarihi atmosfer içinde neşeli ve Türk Tarihine karikatüristlerin gözüyle bakan bir müze. Müzeyi gezdikten sonra Karikatüristliğinde erkeklerin tekelinde olduğunu fark ediyordunuz.


İçeri girdiğiniz de, İtfaiye Müzesinin tadilatta olması sebebiyle buraya getirilen camekan içinde bir çift at karşılıyor. Girişin hemen sağından müzeyi gezmeye başladığınızda sırasıyla;


-Cumhuriyet öncesi Türk Karikatürleri geçmişten günümüze doğru sergileniyor. İlk Türk karikatürü, 1867 yılında Arif ARİFAKİ’nin çıkarttığı İstanbul gazetesinde yayımlanmıştır


Tanzimat Döneminde (1867-1878) K.Opcanadassiz, Nişan Beberyan imzalı ve imzasız karikatürleri .(Diyojen, Hayal, Çıngıraklı Tatar, Tiyatro isimli yayın organları,)


İstibdat Döneminde (1878-1908) karikatürler imzasız olarak yayımlanıyor. (TOKMAK)


Meşrutiyet Döneminde (1908-1918), Fellah, Landres.İdis, Mehmet Baha, Cemil Cem imzalı karikatürlerde var.(Musavver Papağan, Davul, Kalem, Malum, Karagöz, Cem isimli yayınlar)


Kurtuluş Savaşı sırasında basınımızda yer alan Hıdır Şevket, Ahmet Rıfkı, Ratip Tahir, Sedat Simavi, Münif Fehim, Cemal Nadir, Ramiz Gökçe imzalı karikatürler. (Ayine, Kelebek, Aydede, Akbaba, Diken, Zümrüd-ü Anka yayınları)


1922-1940 yıllarında Türk basınında yer alan başlıca çizerler;

Abidin DİNO (Cumhuriyet)

Cemal Nadir (Akbaba, Karikatür, Akşam),

Ercüment Kamlık (Karikatür, Cumhuriyet, Son Posta)

Hulki (Akbaba, Karikatür, Milliyet, Son Posta)

İhap Hulusi (Akbaba)

Mazhar Nazım Resmor (Akbaba, Karikatür)

Münip Fehim(Akbaba, Karikatür)

Necmi Rıza (Akbaba, Karikatür, Son Posta)

Orhan Ural (Akbaba, Karikatür, Cumhuriyet, Son Posta)

Ramiz Gökçe (Akbaba, Karikatür, Cumhuriyet, Milliyet)

Ratip Tahir (Akbaba, Karikatür, Cumhuriyet)

Salih Erimez (Akbaba, Karikatür, Milliyet)

Togo (Akbaba, Karikatür, Milliyet)

Zahir Güvemli (Akbaba)

1940 tan sonra ise Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk, Ali Ulvi Ersoy, Nehar Tüblek, Hüseyin Mumcu, Şadi Dinçdağ, Şevki, Mıstık, Niyazi Yoltaş öne çıkan isimler.

1950-1960 yıllarında ise Elli Kuşağı diye adlandırılan öncü sanatçılar, biçim ve anlayış bakımından evrenselliği yakalamışlar, karikatürümüze yeni ufuklar açmışlardır; Ali Ulvi Ersoy, Altan Erbulak, Atilla Bayraktar, Bayram Küçük, Bedri Koraman, Beytullah Heper, Burhan Solukçu, Cafer Zorlu, Eflatun Nuri Erkoç, Fetih Öngören, Ferruh Doğan, Fikret Özelçi, Mıstık, Mim Uykusuz, Nehar Tüblek, Nihat Bali, Orhan Enez, Orhan Doğu, Semih Balcıoğlu, Selma Emiroğlu, Semiramis, Sezgin Burak, Sinan Bıçakçı, Suat Yalaz, Sururi , Tonguç Yaşar, Turhan Selçuk, Yalçın Çetin, Yaşa Gazi, Yurdagün Göker, Zeki Beyner.

1969’da ülkemizdeki bütün karikatür sanatçılarını bir çatı altında toplayan Karikatürcüler Derneği’nin kurulması, Gırgır dergisi (1972) ile başlayıp, daha sonra Çarşaf (1975), Çivi ve Mikrop (1978), Avni ve Hıbır (1989) dergileriyle süregelen değişik yorum ve biçimler, uluslararası karikatür yarışmalarında sanatçılarımızın başarıları , ülkemizde düzenlenen Nasreddin Hoca, Simavi (Aydın Doğan) gibi uluslararası saygın yarışmalarla ivme kazanmıştır.

-İkinci odaya geçtiğinizde ise şu anda hayatta olmayan karikatüristlerin özel eşyaları, karikatürleri ve mimar-karikatürist Güngör KABAKÇIOĞLU tarafından çizilen karikatürist portreleri yer alıyordu.

Karikatürcüler Derneği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğünün ortak bir kültür hizmeti. Müzenin maddi ve teknik sorumluluğu Belediyede, sanat sorumluluğu ise Karikatürcüler Derneğinde. Vakıflardan müze olarak kullanılması için kiralanan bina, şu anda tadilata girme telaşında. İnşallah tadilat bittikten sonra yine aynı yerinde müzeyi ziyaret edebiliriz. Müzenin avlusunda, çevrede bulunan Kamu Sektöründe çalışanların da nefes aldığı öğle saatini geçirdiği bir bahçesi var.

Resmi Tatil Günleri, Pazar ve Pazartesi dışında haftanın tüm günleri 10:00-17:00 saatleri arasında gezilebilirdi. Giriş ve bütün etkinliklere katılım ücretsizdi.


TARİHİ:

Müze ilk olarak 1975 yılında, Karikatürcüler Derneği'nin girişimi ile İstanbul Belediyesi tarafından Tepebaşı' nda açıldı, ancak 12 Eylül 1980 tarihinde kapatıldı. Daha sonra bu binanın yıkılması ile müze de tamamen kapanmış oldu.

27 Şubat 1989 tarihinde Saraçhanebaşı'nda Atatürk Bulvarı üzerinde Bozdoğan Kemeri bitişiğinde yer alan (Caferağa’nın kardeşi) Gazanferağa Külliyesi'nde yeni müze hizmete girdi.

Karikatür ve Mizah Müzesi, sosyal tarihimizin en açık belgeleri niteliğinde olan bir kültür birikimini yok olmaktan kurtarıyor ve çeşitli etkinliklerle günümüze yansıtıyordu. Ayrıca , diğer ülkelerdeki benzer kuruluşlarla iletişim kuran müzede, dünya karikatürü sanatının ünlü isimleri kişisel ya da karma sergilerle İstanbullulara tanıtılıyordu.

Karikatür ve Mizah müzesi, çağdaş müzecilik anlayışına göre sürekli gelişen ve bu nedenle sürekli izlenebilen, yaşayan bir müze Sergi salonlarında açılan değişken ve ilginç sergiler ile birlikte giderek zenginleşen Mizah Kitaplığı ve Arşivi görülmeye değer. Ayrıca, dileyen herkes bir uzman gözetiminde özgün baskı atölyesinde çalışabiliyordu.

Konferans, panel, küçük konserler, video gösterileri müzenin diğer etkinlikleri arasında yer alıyordu. Müze başlıca şu birimlerden oluşuyordu;




SERGİLEME SALONLARI:

Müzede birbirini tamamlayan iki tür sergileme yapılırdı.

Sürekli sergi: Türk Karikatürü'nün başlangıcından günümüze doğru geçirdiği evrelerin örnekler ve belgelerle anlatıldığı bölümdü. (Girişin sağ tarafı)

Değişken sergiler: Yurt ve dünya çizerlerinin yapıtlarının sergilenip tanıtıldığı, girişin solunda olan bölümdür. Burada her ay, Karikatürcüler Derneğinin organize ettiği en az bir sergi açılırdı. Eylül – Mayıs döneminde faaliyette, yaz aylarında sergi açılmıyordu. (Girişin sol tarafı)


MİZAH KİTAPLIĞI:

Türkiye'de ve dünyada yayınlanmış ya da yayınlanmakta olan karikatür, mizah ve bu konulara ilişkin kültürel yayınların (kupür, Görsel Tarih Koleksiyonu, Efemera Kutuları) bir araya getirilip araştırmacılara sunulduğu bölümdür. Kitapların büyük bir bölümü bağış yoluyla elde edilmiştir. Burada ki dökumanlar dışarıya verilmemekte, ancak fotokopisi çekebilir, internet sitesinden faydalanılabilir, fotoğrafı ve videosu çekebilirsiniz. “Açık Raf” ta yer alan kitap ve dergileri masada oturarak inceleyebilirsiniz. (Girişin karşısı)



ARŞİV:

Yerli, yabancı bütün eski ve çağdaş karikatürcülerin özgün ya da çoğaltılmış yapıtlarının toplandığı, kişilere, ülkelere, konulara göre sınıflandırıldığı, korunduğu bölümdür. Düzenlenen yarışmalara katılan karikatürler de arşivde muhafaza ediliyor.



ÖZGÜN BASKI ATÖLYESİ:

Sayın Birsen APÇA tarafından, ücretsiz, sanat alt yapısı olan ve akademi öğrencilerine baskı teknikleri, gravür ve kağıt yapımı öğretiliyor. Bu atölyede, bir yıl boyunca üretilen eserler yılda bir kez mayıs ayında sergileniyor. Ayrıca Sanatçılara, atölyenin olanakları sunulmakta, üretilen yapıtlarla toplu sergiler açılmaktadır. (Girişin sol tarafı)



Müzenin Yöneticisi; Erdoğan BOZOK

1990 Yılından bu yana Müzenin yöneticiliğini sürdüren , karikatürist, 1932 İzmit doğumlu. Bir asker çocuğudur. İlkokul öğrencisiyken Lorel-Hardi ve Şarlo portreleri çizerdi.

Sanatçının karikatür serüveni, ilk çalışmalarının Doğan Kardeş çocuk dergisinde yayımlanması ile başladı. Daha sonra karikatürleri Dünya, Milliyet, Bizim Gazete, Akbaba, Çivi, Çarşaf, 2000’e Doğru, gazete ve dergilerinde yayımlandı. Sergiler açtı. Uluslar arası yarışmalara katıldı. Kazandığı ödüllerden en önemlisi “Altın Ezop”tur (Gabrova/Bulgaristan-Büyük ödül, 1973). Bir karikatürü 1985 yılında Belçika’da yayımlanan “25 yılın en iyi 60 karikatürü” albümüne alındı.

Daha önce “Çizgiler, Modern Çağ ve Rastgele” isimli üç kitabı yayımlanmıştır. Erdoğan Bozok çeşitli dönemlerde Karikatürcüler Derneği yönetiminde görev almış, 1992'de de Başkanlık yapmıştır.



Bu yazının hazırlanmasında katkıda bulunan Sayın Turgut Çeviker’e , Sayın Birsen APÇA ve Sayın Ayten TÜRKÜ ‘ye teşekkürler…